İçişleri Bakanı Aristokrat: “2016’dan bugüne ülkemizdeki terör olayı sayısı yüzdelik 95 oranında azaldı”

İzmir’bile Dokuz Ilkgüz Üniversitesi’nin 2022-2023 Akademik Yılı Açım Töreninde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat, “2016’dan bugüne ülkemizdeki yıldırı olayı sayısı yüzdelik 95 oranında azaldı. Yıldırı örgütüne iştirak, geçmişteki 5 binli sayılardan 2021 itibarıyla 51’e düştü, zaman ise 41 seviyesindedir. 2016’dan bugüne toplam 2 bin 204 terörist teslim oldu, bunların dahi bin 168’i inandırma yöntemiyle gerçekleşti” dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 2022-2023 Akademik Yılı Açım Töreni, Sabancı Kültür Sarayında gerçekleştirildi. Törene İzmir protokolünün yanında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu de katıldı.

Türkiye’nin oylumlu terbiye kurumlarından biri olan Dokuz Ilkgüz Üniversitesi’nin 2022-2023 Akademik Yılı Küşat Törenine katılmaktan ufuk bahtiyar olduğunu ifade eden Aristokrat, “Dokuz Eylül Üniversitesi, bugün cümle dahi bizim kültürümüzde olgunluk yaşı akseptans edilen yaşta, yani 40 yaşında. Pir aynı doğru ki, cümle dahi bu tutarlılık yaşındayken haddinden fazla hususi bire bir akademik yıla, fena hâlde cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başlangıcına girişim atıyor. Yüz yılların karakteri önemlidir. Zahir tanım ettiğimiz, zahir anladığımız, bittabi davrandığımız önemlidir. Ülkelerin yüzyılı amacıyla birlikte, dünya yüzyılı amacıyla üstelik bu böyledir. Bizden öncekiler, balaban bire bir fedakarlıkla bire bir milleti bulunmayan olma eşiğinden kurtarıp, büyük aynı tarihi mirasın üzerine tıpkı cumhuriyet altını kurup bize sevimli ettiler. Teşbihte hata gayrimümkün; bizim bir numara yüzyılımız ihtimal veladet ve dirim yüzyılıydı. Cenab-ı Türe, o mücadeleyi verip bize bu emaneti konfirmasyon eden, Halas Savaşının kamu martir ve gazilerine başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak amacıyla gür ferah yağmur eylesin. ve biz zaman onu ikinci yüzyıla taşıyoruz. ve bunu, kırıcı global sorunları olan, abra timsali kaslı ülkelerin bile denge sorunları yaşadığı 21. yüzyılda yapıyoruz. ve esasen bu başlangıcı bire bir istikrarsızlık coğrafyasına komşuyken yapıyoruz” dedi.

“Yanı başımızdaki iki cızık komşumuzda şevket otoritesi bulunmayan” diyen Aristokrat, “Güneyimizde ABD destekli bire bir yıldırı koridoru ve aynı terör devleti kurulmak isteniyor. Karadeniz’in kuzeyinde, toptan besin zincirini yıldırma fail ayrımsız patırtı var. Ortadoğu’dan, Afrika’dan batıya akla yatkın ve bizim üzerimizden sabık, 11 yıldır yönettiğimiz bire bir barhana dalgası var. Yıldırı var, siber sorunlar var, küresel uyuşturucu problemi var. Hatta abuhava sorunları ve yükselen afetsellik var. Demin böyle tıpkısı global yüzyılda, bu şartlar altında, domuzuna cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını kuşkusuz tıpkı kavramla tanım etmeliyiz. Nevmit aynı deyim mı kullanmalıyız? Tedbirli aynı fehva mı kullanmalıyız? Yoksa tıpkı tez mı ortaya koymalıyız? İşte bu tanımın kodları, yani cumhuriyetin ikinci asrına mühim kendisine hangi anatomi vereceğimiz, ana bakımından 21. yüzyılın esasen itibaren ortaya koyduklarımızla ilgilidir. 20. yüzyılın sonunu zahmetli maaşlarını ödemekte zorlanan, hastanelerinde budala kalınan ayrımsız halde kapatan bire bir büyüklük, eğer zaman dünyanın sunma gündeş kent hastanelerine sahipse, insansız çekicilik ara bulucu ve helikopter üretip satıyorsa, bahsettiğim bu dingildeklik coğrafyasında benzeri istikrar adası adına ayakta durabiliyorsa, 20. Yüzyılda yurtdışına vecibe rıza heyetleri gönderen, yurtdışından üstelik alacaklı kurumların muhasebecilerinin geldiği devlet, bugün global tahıl krizini çözebiliyorsa, dünya liderlerini tıpkı araya toplayabiliyor, Amerika’üstelik açtığı Türk Evinde biricik bir tane ağırlayabiliyorsa, üretimini daim büyütebiliyorsa, aha o ant bu ülkenin gelecek yüzyılı için efdal ve iddialı hedefler tanımlamak durumundayız. İşte ‘Türkiye Yüzyılı’ kavramının çıkış noktası böyle bire bir düşüncedir” diye niteleyerek konuştu.

“Tehlike gördüğümüz durumlarda ekiplerimiz çabukça engelleme ediyor”

15 Orak Ayı sonrası süreci ‘Türkiye Yüzyılı’na girişin son hazırlıkları kendisine niteleyen Aristokrat, “İçişleri Bakanlığı namına bu dönemde kendimize ilgili bile benzeri çağ tarifi yaptık ve bunun zeminini hazırladık. Her şeyden önceki, ati için güvenlik anlayışımızı ‘olaya engelleme, faili yakalama’ odaklı değil, ‘engelleyici oluşmak ve uymazlık oluşmadan engelleme’ odaklı kurguladık. ve bulunan asayiş başlıklarımızla mücadelede bu yaklaşıma makul adımlar attık. Bilfarz terörle savaşım tarihimizde ilk defa silahlı mücadelenin yanına terörizmle mücadeleyi ekledik. Yani terörü mugaddi kaynakları kurutmaya yöneldik. Gençleri dağa yönlendiren, ateş kadrolarına lojistik sağlayıcı, yıldırı iltisaklı belediyelere kanun çerçevesinde görevlendirme yaptık. ve o bölgelerde istihdam projeleri gerçekleştirdik, içtimai projeler yaptık, gençlere ve kadınlara hususi merkezler açtık, spor salonları, yüzme havuzları, ski merkezleri açtık. Öte yandan, esasen önleyicilik hesabına terör cerrahi müdahale mantığımızı değiştirdik. Eskiden aynı görüngü olurdu, o olayın faillerine çevrik olay sonrası cerrahi müdahale yapılırdı. Özellikle 15 Temmuz sonrası yıpranmamış dönemde, örgütün tamamına çevrilmiş selis işler mantığına geçtik ve daim namına tarama faaliyetindeyiz. Öte yandan, dijital sistemlerimizi da önleyicilik temelinde kurguladık. Kısaca KGYS dediğimiz Kent Güvenlik Dümen Sistemi azrail sayımızı yüzde 200 oranda arttırdık. Daha üstelik önemlisi, şehirlerdeki güvenlikle ilişik gayrı düzenlilik altyapılarını, PTS ve EDS’leri entegre ettik. ve sunma tepede, merkezde, bodur adı GAMER olan Güvenlik Acil Durum Eş Güdüm Merkezinde tamlık Türkiye üzerinde merkezi benzeri izlem, fenomen analizi ve önleyicilik kapasitesine ehil olduk. Antrparantez Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla çarşı ve mahalle bekçiliğinin canlandırılması adımımızla birlikte, bu önleyiciliği konvansiyonel adına de ortaya koyduk. Bir mantıkla kadına yönelik şiddeti engel olmak için Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi kurduk. Mahkemelerin verdiği kararla elektronik kelepçeler takılıyor ve tıpkısı anda bin 500 vakayı izleyebilme kapasiteli merkezimizden bunları etkin kendisine izlem ediyoruz. Felaket gördüğümüz durumlarda ekiplerimiz lahzada engelleme ediyor. Gine benzeri konuda ürettiğimiz KADES uygulamamız var. Sadece kadınlar kullanabiliyor, evgin durumda ayrımsız ürkü butonu işlevi görüyor ve ayrıcasız temas çağrıya ekip yönlendiriyoruz. Bu konuda aynı de bilinçlendirme çalışması yapıyoruz. ‘Kadına Umum Kalkamaz’ adlı tıpkısı proje başlattık, erkeklere bu konuda yetişek vermeyi hedefledik ve şu temel büyüklüğünde yetişek sunulan eş sayısı 4 milyon 583 bine ulaştı” dedi.

“Yalnız cezaları arttırıp sonuç beklemedik”

Cızık düzenlilik duvarlarıyla ilişkin üstelik majör aynı önleyicilik adımı attıklarını kaydeden Soylu, “Beribenzer vahim ayrımsız yatırım ve fevkalbeşer bire bir emeğin ürünüdür. Duvarların yapıldığı coğrafyayı görenleriniz bana türe verecektir, görmeyenleriniz varsa internetin imkanlarıyla gücük ayrımsız araştırı yapmalarını tavsiye ederim. Sadece tıpkı duvar değil, entegre aynı sınır düzenlilik sistemidir. Asayiş duvarı var, barı var, duvarın tezelden yanında devriye atılabilmesi üzere asayiş yolu var, termal kameralar var, aydınlatmalar var, elektrooptik kuleler var. Tıpkı mantıkla, yani yasaklayıcı güvenlik mantığıyla siber suçlar alanında projeler ürettik. Özellikle Siberay projesi, toplumun siber sahadaki tuzaklar üzerine bilinçlenmesi amacıyla çokça balaban bire bir bastırık oluşturdu” diyerek konuştu.

4.5 milyon kişiye ulaşıldığını tabir fail Aristokrat, “Benzer bire bir bilinçlendirme projesini uyuşturucuyla mücadelede gerçekleştirdik. ‘En iyi narkotik polisi anne’ projesiyle şu ana büyüklüğünde 1 milyon 76 bin anneye ulaştık ve bilgilendirme faaliyetinde bulunduk. Eş şekilde metal ihbarları muktedir olmak üzere ‘Uyuma’ adlı aynı program ürettik, bugüne kadar 541 bin emanet indirdi, 47 bin ihbar aldık. Esrar suçlarında fenomen olmadan tahminleme yapıp önleme imkanı veren, ‘Asena’ adlı bire bir program geliştirdik ve bugüne büyüklüğünde bu herkes sebebiyle 5 bin 473 yakalama gerçekleştirdik. Gine ayrımsız mantıkla yani önleyicilik yaklaşımıyla metruk binalarla ilgili aheste bire bir iş yürüttük ve bugüne büyüklüğünde tespit edilen 119 bin metruk binanın 86 bin tanesinin yıkımını sağladık, 18 bini onarıldı, diğerlerinin işlemi bitmeme ediyor. Trafikte bile yasaklayıcı aynı yaklaşım sergiledik. Vakit Kaybetmeden cezaları arttırıp son beklemedik. Trafik ekiplerinin görünürlüğünü arttırdık, bakir denetleme yöntemleri geliştirdik, temsil aldangıç radar hesabına ortalama hız koridoru uygulaması getirdik. Hassaten kıran yönetiminde üstelik ayrımsız yaklaşımı benimsedik. Facia yadigâr müdahalenin birlikte kıyamet öncesine odaklandık. 2021 yılını ‘Kıyamet Terbiye Yılı’ ve 2022 yılını dahi ‘Tatbikat Yılı’ zar ettik. Facia öncesi tedbir için 81 yer riziko tenkis planları hazırladık. Bu birlikte degaje tıpkısı akademik say ürünüydü ve bunları birleştirip Türkiye kıyamet risk kısıntı planını oluşturduk. Tam bunların yanında oylumlu bire bir tadımlık, yönettiğimiz anında dakikasında eksiksiz güvenlik başlığında aynı stratejik tasrif ve uygulama planı ürettik. Göç, güvenlik, gidiş geliş, facia üzere stabil haddinden fazla konuda izleme belgemiz var ve bu belgeler adım adım uygulanıyor” dedi.

“Bu bulgu, bize gelecekteki Türkiye’nin işaretini vermektedir”

Yüce olanın sonuca yayılmak olduğunu savunan Soylu, “Şayet olumlu ayrımsız sonuca ulaşıyorsanız, doğru yoldasınız demektir. 2016’dan bugüne ülkemizdeki yıldırı olayı sayısı yüzde 95 oranında azaldı. Yıldırı örgütüne katılma, geçmişteki 5 binli sayılardan 2021 bakımından 51’e düştü, zaman ise 41 seviyesindedir. 2016’dan bugüne toplam 2 bin 204 yıldırıcı doğrulama oldu, bunların da bin 168’i kandırma yöntemiyle gerçekleşti. Vaktiyle bin 500-2 bin kişiyle dinlenme kampı işleyen yıldırı örgütünün zaman Türkiye sınırları içindeki parçalanmamış enerjik yıldırıcı mevcudu 120’nin altını görmüştür. Evet uyuşturucuda ne oldu? Seçme şeyden ilk, kurduğumuz düz baskısıyla beyaz zehir rotasını değiştirdik. Bap bağlantılı ölümler 2017’dahi 941’e ulaşmıştı, sabık yılsonu itibarıyla bu aynı 270’e düştü, bu yıl dahi geçen yılın benzeri dönemine bakarak yüzde 25’lik ayrımsız azalış alay konusudur. Esrar yapım tecim suçuna ilk kez bulaşanların sayısı 2019-2021 ortada 18 bin 806’dan yüzdelik 20 azalışla 15 bin seviyesine geldi. Bu yıl de halen 12 bin seviyesindedir. Yani azalış devam etmektedir. Hele çizgi asayiş sistemlerimiz tamamlandıkça hem gizlice göçmen girişlerinde, hem maden girişlerinde hem dahi yıldırıcı girişlerinde kebir azalışlar meydana geldi. 2016’da toplanmış beyaz zehir yakalamalarımızın yüzde 24’ü Dert, Van ve Hakkari illerinde gerçekleşirdi. 2021 yılında bu celal yüzdelik 76’ya artık. Kadına müteveccih hızlı mücadelede KADES üzerinden 534 bin ihbar aldık, bunların yüzdelik 59’u kökenli ihbarlardı. Tekmil ihbarlara müdahale ettik. Elektronik kelepçe izlem merkezimizde halen faal yerine 723 vakayı izleme etmeye bitmeme ediyoruz. Trafik kazalarında 2017’de yılda 7 bin 427 birey kaybı yaşamıştık. Vesile sayısı ve zat artmasına rağmen 2020 yılında 4 bin 866 sayısına düştük. Salgın sonrası güdücü davranışlarının etkisiyle cümle dünyada olduğu kabil tıpkısı çoğalma yaşandı, 5 bin 362 oldu. Benzer şekilde evden arakçılık olaylarında üstelik günce ortalamayı 281 seviyesinden 153 bandına çekmeyi başarmış olduk. Bu bulgu, bize gelecekteki Türkiye’nin işaretini vermektedir” ifadelerini kullandı.

“Tıp ve esenlik alanlarında büyük hedefler ortaya koyduk”

“Türkiye’nin yükseköğretimdeki hatırlı markalarından birisi olan üniversitemiz, ilklerin ve yeniliklerin öncüsü olan bir oran kurumudur” diyen Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise, “İlke ve değerlerine sadık kurumumuzun ulusal ve arsıulusal alandaki başarıları ise mensuplarının akademik çalışmalarından ve eş hareket ika duygusundan istikbal gelmektedir. Buradaki uyumu ulaşmak ise Rektörlüğümüzün vazifeleri arasında yer almaktadır. Tıpkısı ilçe nüfusuna sahip kurumumuzda doğru adımları kovmak, öngörüde bulunmayı; celi ve şeffaf olmayı gerektirmektedir. Bu yılki YKS sonuçlarına bakarak; 11 binden aşkın öğrencimiz aramıza katılmıştır. Yalnız bu ölçü üstelik, sorumluluklarımızın ciddiyetine bel etmektedir. Zımnında böyle benzeri ortamda Rektörlük makamında saha kabul etmek, zatî fedakarlıkta bulunmayı ve çok çalışmayı gerektirmektedir. Hele ihtişam üniversitelerinde bu görevi üstlenmek, kamu yerine yatırım etme fırsatını üstelik çekmek demektir. Bu da, balaban bir onurdur” dedi.

Dokuz Ilkgüz Üniversitesi’nin önce avrat rektörü olduğunu hatırlatan Hotar, “Yatırımlara ve projelere imza alaşağı etmek benim için alım teşekkül etmektedir. Tabii bu süreç, ayrımsız zamanda takım işidir. Bu noktada, ak yazılı olduğumu bile alelhusus ifşa etmek isterim. Şahsıma bırakma edilen bu fariza benzeri zamanda, kadınlarımıza duyulan güvenin dahi konkre göstergesidir. Bu vesileyle bizleri baştan sona destekleyen saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz etmek istiyorum. Herhangi Bir akademik sene, umutları ve başlangıçları yanı sıra getirmektedir. Küresel korona virüs pandemisinin ardından üniversite adına eskimemiş aynı sermaye henüz açtık. Bu süreçte alarga eğitime ve iletişim teknolojilerine yatırım yaptık, akademik faaliyetlerimizi gözden geçirdik. Amme hizmetlerimizin standartlarını elan birlikte yükselttik. Tababet ve esenlik alanlarında iri hedefler ortaya koyduk. Tabiatıyla bu süreçte, yaşananlardan birlikte haddinden fazla husus öğrendik. Olaylara ve olgulara, zamana ve mekana bakışımız değişti. Sosyal duyarlılığımız daha birlikte arttı. Geldiğiniz noktada ülkemizin ulusal hedeflerine elan çok ulama sağlayacağımız bire bir döneme ulaştık” diye niteleyerek konuştu.

Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olan bire bir bando güçlerin bulunduğunu tabir fail Hotar, “Bu yüzden dikkatli davranmamız önem taşıyor. Bu noktada ermiş milletimizin ve devletimizin beklentilerinin farkındayız. Darülfünun namına, ülkemizin zenginlik ve kalkınma odaklı yükseköğretim politikalarını destekliyoruz. Bilimsel çalışmalara, Ar-Ge faaliyetlerine, girişime ve girişimcilere önem veriyoruz. Kadınların, çocukların, özel gereksinimi olan bireylerin ve yaşlıların doğruluk ve menfaatlerini koruyacak toplumsal projeler geliştiriyoruz. Dolayısıyla ülkemizin hedefleriyle kendi misyonumuzu, tıpkısı düzlemde ele alıyoruz. Bu yaklaşıma uygun olarak; fariza süremiz süresince ülkemize bir nice yatırımı kazandırmaya dikkat gösterdik” diye niteleyerek üniversiteye kazandırdıkları projelerden bahsetti.

Konuşmaların peşi sıra Rektör Hotar, Nazır Soylu’ya bazı hediyeler takdim etti. – İZMİR

Share: