Mesai ve Hürriyet İttifakı Kuruldu: “Hayalet Edelim; O Habersizce Sarayı Utanç Müzesi Yapmışız… Tıpkısı Diktatörü Kuşkusuz Devirdiğimizi Çocuklarımıza Anlatıyoruz”

HDP, Mücahede Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Emekçi Debi Partisi (EHP), Toplumsal Hürriyet Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) aynı araya gelerek Emek ve Özgürlük İttifakı’nı bugün açıkladıkları manifesto metni ile kurulduğunu duyurdular. HDP Âdem Genel Başkanı Mithat Sancar, kavil için, “Bu ülkenin halkları, emekçileri amacıyla, sömürülen, dışlanan, ezilen hep insanları amacıyla gençleri, kadınları için yürüyüşümüzü büyüteceğiz” dedi. Toplantıda mütekellim EMEP Umumi Başkanı Ercüment Akdeniz, “Anca kenarından kıyısından Kürt halkını gıyaben demokratlık gelmez, özgürlük gelmez. Toplumculuk on paralık gelmez” derken; TİP Umumi Başkanı Erkan Mir, “Haydi bilcümle beraber manzara edelim; o uğrun sarayı sıkılma müzesi yapmışız ve çocuklarımızı gezdiriyoruz. Bu mutluluk tarihinde elbette rezaletler yaşandığını ve benzeri diktatörü elbet devirdiğimizi çocuklarımıza anlatıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’deki Topluluk İttifakı, Kavim İttifakı’nın arkası sıra üçüncü kesim kuruldu. HDP, EMEP, TİP, EHP, TÖP ve SMF alay malay gelerek Düzentileme ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturdular.

İstanbul’bile Körfez Hars ve Kurultay Merkezi’nde “Mesai ve Hürriyet İttifakı”nın yapılış deklerasyonu ve kat haritasının belirlendiği toplantıda, HDP, EMEP, TİP, EHP, TÖP ve SMF’nin yönetimlerinde vadi düz esame konuşma yaptılar.

Toplantıda ittifaka ilgili danışma yapanların açıklamaları şöyle:

“SENİ BAŞKANLIKTAN GÖNDERECEĞİZ”

Emekçi Akıntı Partisi Sözcüsü Özge Akman: “Aslında ittifakımız kendisini ismiyle tanımlayan bir konvansiyon. Üç anne kavram üzerinden yola çıkıyoruz. Çalışma amacıyla yola çıkıyoruz, özgürlük için yola çıkıyoruz, barış üzere yola çıkıyoruz. Bugün ülkede mevcut hesaplı kapsam herhangi bir birimizi iri ayrımsız zorluğun içinden geçiyor. Düşmüşüz aut borcun bataklığına. Rastgele açıdan dışa bağımlılığın bataklığına düşmüşüz. Mevrut kötümser kredileri betona boğanların, değme yerin betona boğulduğu bir iktisadi modelin bataklığına sakıt durumdayız… Eğer temas kamer enflasyona böylesi bindirim gelirse işçi sınıfının ücretlerine de benzeri enflasyona geldiği üzere rastgele ay zam yapılacak. İşte bunun amacıyla dahi yola çıkıyoruz. Bir Tane ayrımsız iş yeri dahi sendikasız kalmayacak bundan böyle… Kürt halkının sorunlarını adaletli ve demokratik benzeri biçimde çözeceğiz… Bu yegâne eş rejimi, otoriteli düzen bizim gelişigüzel defasında sesimizi boğmaya çalışıyor. Böyle birlikte gitmeye niyetliler girmek kim. Amma bizim hakeza gitmeye hiç mi tek niyetimiz namevcut. Akseptans etmiyoruz biz onların bu otoriter gidişatını, otoriteli rejimini. Sevgili Demirtaş, benzeri önceki seçimlerde ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ demişti. Deminden dahi tığ diyoruz ki ‘Seni başkanlıktan göndereceğiz.”

“KÜRT HALKINI GIYABEN DEMOKRASİ GELMEZ, ÖZGÜRLÜK GELMEZ; SOSYALİZM HİÇ GELMEZ”

Emek Partisi Umumi Başkanı Ercüment Akdeniz: “Kalbimizin yarısı buradaysa yarısı İran’dadır. Otokratik rejime alın serkeş kadınların özgürlük mücadelesindedir. İran’a enternasyonal tesanüt duygularımızı gönderiyoruz. Biz, deklarasyonumuzu ortaya koyduk. Çok kip aynı çalışmaydı. Bugüne getirdik. Ne yegâne eş yönetimi diyoruz hangi restorasyoncu hükümet diyoruz. Tığ kötünün iyisine değil halkımız iyinin yeryüzü iyisine layıktır. Onun için geliyoruz. İki kutuplu kent soylu siyasete yararlı diyoruz. Düz yersiz değil, biz geliyoruz. Mücahede geliyor, özgürlük geliyor, halkın ittifakı geliyor. Bu elan temel diyoruz. Yürüyoruz. Yolumuz ince, mütehammil. Buradan hep sosyalist partilere, sol demokratik, terakkiperver çevrelere sesleniyoruz. Eş birleşelim. Anca engin biz el birliği içindeyiz demekle olanaksız. Ahali birleşin diyor. Birleşelim. İşçilere, sendikalara, mücahede ve iz örgütlerine sesleniyoruz. Çağrı yapıyoruz. Politik partiler bire bir masada konvansiyon kursunlar biz geliriz demeyin, iştirakçi sınıfı, sizler bu ittifakın merkezindesiniz. Buyurun elkızı, birlikte örgütleyelim… Yayılmacılık diyecekseniz, ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunacaksınız. Sosyalistiz diyecekseniz, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam cezası sehpasında yaptığı gibi ‘kahrolsun emperyalizm’ diyeceksiniz. Ama onunla yetinmeyeceksiniz, ‘Yaşasın Kürt ve Türk halklarının istiklal mücadelesi’ diyeceksiniz. Öyle kenarından kıyısından Kürt halkını gıyaben demokrasi gelmez, hürriyet gelmez. Toplumculuk on paralık gelmez.”

“TOPRAĞIMIZI, AĞAÇLARIMIZI, SUYUMUZU TALANDAN YETIŞMEK İÇİN GELİYORUZ”

HDP Âdem Genel Başkanı Ülker Buldan: “Mirasımız, Seyit Rızaların, Bahir Gezmişlerin ölüm cezası sehpalarındaki yalçın, mağrur duruşudur. Yıpranmamış zaferimiz, 7 Haziran’lar büyüklüğünde yakındır. İddiamız birlikte hedefimiz da büyüktür. Yürüyüşümüz de haddinden fazla şişman olacaktır. Savaşların değil, barışın hakim olduğu tıpkı yerey, coğrafya yaratmak üzere geliyoruz. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi amacıyla geliyoruz. Onarıcı tıpkısı adaleti, kanayan tam yaralarımızı bürümek için hayata geçirmek üzere geliyoruz. Toprağımızı, ağaçlarımızı, suyumuzu talandan çevirmek amacıyla geliyoruz. Iyice sabahlara gün doğmak için bütün gelişigüzel yola çıktık, geliyoruz. Rant ve usulsüzlük kanallarını kapatmak için geliyoruz. Emine Anne’nin, Dertli annelerinin, Roboski ailelerinin, Soma ailelerinin, Cumartesi Anneleri’nin doğruluk arayışındaki Sulh Anneleri’nin ve onların haykırdığı adaleti yaşanır aynı kuzuluk getirmek için geliyoruz. Kadınlar için geliyoruz. Saçı göründü diyerek katledilen Mahsa Amini’ye fert almak için geliyoruz. Gençlerin özgürlüğü üzere, geleceği üzere geliyoruz. İşçiler, emekçiler amacıyla geliyoruz. Kayyum rejimini darbeler mezarlığına batırmak üzere geliyoruz.”

“DOĞRULUK, DEMOKRASİ, EŞİTLİK, BARIŞ DİYEN HEP BURAYA GELSİN”

HDP Kayırıcı Genel Başkanı Mithat Sancar: “Bu mevki on yıllardır uğraş politikaları ile sömürü ile neşir ve yalanla yönetiliyor. Tığ, savaşa karşı barışı; sömürüye karşı eşitliği, onuru; talana karşı doğruluk, yalana karşı hakikati sahabet etmek amacıyla birleştik, benzeri araya geldi. Yürüyüşü başlatıyoruz. Bu yürüyüş, mesai ve özürlük, demokratlık ve barış, türe ve gerçek yürüyüşüdür. Bu yürüyüşü büyüteceğiz. Büyütmek bizim bu ülkenin halklarına cebin tarihi sorumluluğumuzdur… Büyüyecek, genişleyecek bu birliktelik. Geleceğin müessis gücü haline ati. Geleceği biz kuracağız. Bu ülkenin halkları, emekçileri için, sömürülen, dışlanan, ezilen bilcümle insanları amacıyla gençleri, kadınları amacıyla yürüyüşümüzü büyüteceğiz. Geleceği kültürlü benzeri düzenle alay malay mensur edeceğiz. Adalet, demokrasi, muadele, sulh diyen hep buraya gelsin. Bu reviş büyüsün. Yolumuz açıktır.”

“BİZ BUGÜN FAŞİZME KARŞI DİRENİŞİ VE ANTİ FAŞİST MÜCADELEYİ YÜKSELTMEYE GELDİK”

Sosyalist Meclisler Federasyonu Zaman Sözcüsü Sulh Kayaoğlu: “Bugün AKP iktidarı ve aynı bütün kent soylu buyuru sistemine alın eş mücadele yükseltmeye geldik buraya. Tığ zaman her nev müsavatsızlık, adaletsizlik ve haksızlığa alın eşitliği, adaleti ve özgürlüğü haykırmaya geldik. Tığ zaman açlığa, yoksulluğa, sefalete ve zamlara cebin öfkeyi ve mücadeleyi kuşanmaya geldik. Biz bugün sermayenin mesai sömürüsüne, grev yasaklarına, işten çıkartmalara, tutsaklık dayatmalarına karşı emeğin kurtuluşunu örgütlemeye geldik. Tığ zaman faşizme cebin direnişi ve anti faşist mücadeleyi yükseltmeye geldik. Biz bugün Kürt ulusu ve Aleviler özellikle kalkmak üzere ezilen budun, tabiiyet ve inançlar üzerindeki cümle sıklet, benzeşme, inkar ve katliamlara alın ezilenlerin birliğini, tamam türe eşitliği mücadelesini haykırmaya geldik.”

“CUMARTESİ ANNELERİ KURDU BİZİM İTTİFAKIMIZI”

Türkiye İşçi Partisi Umumi Başkanı Erkan Kafa: “Bize ayrımsız madde dayatılıyor. Türkiye’da, bölgemizde tarihî ayrımsız ilenme yaşanırken işçiler, gençler, kadınlar, Kürtler, Aleviler; ‘siz sadece izleyebilirsiniz’ diyorlar. Vakit Kaybetmeden destek olabilirsiniz, alkışlayabilirsiniz… Tığ bunu reddetmeye geldik. Tığ buraya tarihi izlemeye değil, tarihi baştan yazmaya geldik. Tarihi ve geleceği ellerimizle yazmaya geldik. Bizim ittifakımız, halkın seyirci değil, müdahil olacağı, işleyen olacağı benzeri sürecin adımlarını atıyor. Zaman burada benzeri ittifakı zar ediyoruz. Dışarıdan bakanlar diyebilir kim Türkiye’dahi imdi bakir benzeri anlaşma henüz var. Oysa unutulmaması müstelzim tıpkı öz var. Biz Türkiye’nin yer yıpranmamış ittifakı olabiliriz ama bu toprakların sunu köklü ittifakıyız. Bizim ittifakımız 1960’larda TİP’in o ant maşrık mitingleri ile başlamış; 12 Mart idam sehpalarında ‘Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği’ diyen Deniz Gezmişlerle başlamış. 12 Eylül zindanlarında faşist cuntaya karşı direnişle kurulmuş aynı ittifaktır bizim ittifakımız. 90’lar yargısız infazlara, köy yakmalara, boşaltmalara karşı Cumartesi Anneleri kurdu bizim ittifakımızı… Halkımız bir kısmı 20 yıllık moskof iktidardan kurtulmanın heyecanını yaşarken tabii acep mı sorularını soruyor ve kaygılar yaşıyor. Acaba mı diye niteleyerek soran kamu yurttaşlarımıza sesleniyorum, Düzentileme ve Özgürlük İttifakı, saray rejimine cebin mücadelenin en kararlı gücüdür. Bizler bu ittifakı oluşturanlar, ülkemizin halkımızın bu iktidardan kurtulması üzere bedeli ne olursa olsun hücre almış insanlarız. Biz, Gezi’nin yeryüzü evire çevire çocuklarının yoldaşlarıyız. Biz, Suruç’ta, 10 Teşrinievvel katliamlarında IŞID barbarlarına teyit olmayanlarız. Tığ, kentleri bombalanan, seçilmişleri hava alınan seçkin ahit temas saat bu iktidarın baskına, zorbalığına, hukuksuzluğuna cebin muallel girişim üstelik vurdumduymaz atmayanların temsilcisi olmaya çalışıyoruz. Bacanak, düşman sistem bilsin, daha çok benzeri kararlılıkla ve kesinkes çokça henüz dinamik adına bu mücadeleyi büyüteceğiz. Bu cenk sonuna kadar devam edecek. Biz kurtarma aracı beklemeyenlerin ittifakıyız. Tığ, bu büyüklük kurtulacaksa fakat halk birleşirse kurtulur diyenlerin ittifakıyız. Tığ, buradan aynı nöbet daha teslim ediyoruz ve saraka veriyoruz, AKP’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ı sandığa gömecek iktidarız biz… Haydi bütün beraber tayf edelim; o sinsice sarayı perde müzesi yapmışız ve çocuklarımızı gezdiriyoruz. Bu talih tarihinde zahir rezaletler yaşandığını ve aynı diktatörü bittabi devirdiğimizi çocuklarımıza anlatıyoruz. Manzara edelim; örneğin İstanbul Sözleşmesi’nin yine yürürlüğüne girdiğini, hukuksuzca KHK’larla işten atılanların işlerine reddetme edildiğini, KYK borçlarının silindiğini yazan Resmi Gazete’yi hayalet edelim. Yurtdışına revan kardeşlerimizin bilcümle beraber döndüklerini manzara edelim. Kadınların istedikleri rastgele yerde istedikleri gibi gezebilecekleri aynı ülkeyi tayf edelim. Çocukların açlık nedir bilmediği, emeklilerin sıkıntı değil sefahat sürdüğü bire bir yurt görüntü edelim. Diyarbakır’üstelik horon, Karadeniz’üstelik efe, Ege’da tekme telli, Trakya’da halay çektiğimizi sahne edelim.”

“BİZ HALKIZ, İŞTE O YÜZDEN KENDİMİZDEN BAŞKA KURTARICI BEKLEMİYORUZ”

Toplumsal Hürriyet Partisi Dönem sözcüsü Perihan Âdem: “Halkımızı kötünün iyisine mahküm etmeyeceğiz. Tığ, halkın ittifakıyız. Bizler ekmeği ve onuru üzere direnen işçileriz. Üreten emekçileriz, çiftçileriz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz diyen kadınlarız. Hakları ve özgürlükleri için mücadele fail gençleriz. Neredesin aşkım diye savaşım eden karanlığa ve nefrete karşı uğraş eden LGBTİ artı’larız. Karşılık yurttaşları üzere savaş fail Alevileriz. Edi bese (Kürtçe: Çıktı kâfi) diyen, el erki diyen Kürt’üz tığ. Oyun hakkımızı istiyoruz diyen çocuklarız. Biz halkız, işte o yüzden kendimizden başka kurtarma aracı beklemiyoruz.”



Share: