Samsun haberi… Türkiye İşçi Partisi Samsun İl Örgütü: “Laiklik Partimizin Al Çizgisidir”

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Samsun İl Başkanı Beklenti Özçelik, “Saray rejimine ve neymiş muhalefete karşın şurası belirtmeliyiz ki laiklik partimizin al çizgidir. Ülkemizin evvel ve genişlik büyük sorunu ekonomidir, derinleşen kıtlık ve yoksulluktur. Biz Türkiye İşçi Partisi kendisine konuşu hepten sorunların ayn ardı edilmesine ve üstelik isteye izansız plana atılmasına asla cevaz vermeyeceğiz” dedi.

TİP Samsun İl Başkanı Beklenti Özçelik, devlet başkanlığı bünyesinde kurulan Mücahede Çağ, Ekoloji Devir, Sakat Bölüm, Avrat Devir ve Mektepli Fasıl üyeleriyle alay malay basın toplantısı düzenledi.

“SIKI DENETIM YASA TEKLİFİNİ KABUL ETMİYORUZ”

Ümit Özçelik konuşmasında şunları tabir etti:

“Saray rejimine ve neymiş muhalefete rağmen şunu belirtmeliyiz kim laiklik partimizin kırmızı çizgidir. Ülkemizin önceki ve yer koskocaman sorunu ekonomidir, derinleşen kıtlık ve yoksulluktur. Biz Türkiye İşçi Partisi yerine konuşu sırf sorunların ayn ardı edilmesine ve de isteye ansız plana atılmasına katiyen izin vermeyeceğiz. Bugün ülkemizde sanata, sanatçıya, kadına, LGBTİ+lara, çocuklara, gençlere epey saldırılar varken durduk yere, damdan düşercesine türban ve başörtüsü sorunu diyerek müstear gündemlerle halkı oyalayanlarla mutlak amma muhakkak hesaplaşacağız. Saray rejiminin seçime giderken bizleri kalın altında burulmak üzere uygulamaya çalıştığı siki denetim kanun teklifini kabul etmiyoruz. Hükümran gittiğini seçkin dönme henüz net görüyor ve bunun için seçkin çeşit bacak oyunlarına başvuruyor. O yüzden tığ Türkiye İşçi Partisi kendisine rastgele özdek -miş kadar yapmayacağız. Değme alanda, seçkin yerde yarattığınız nahak ve adaletsiz cümle birtakım, neyi, nereyi sömürüyorsa orada savaşım etmeye devam edeceğiz. Görülüyor ki bu seçim dahi çok zor geçecek. Amma biz sosyalistler herhangi bir makule provokasyona ve intihap hilelerine rağmen Saray rejimini yeneceğiz.”

RASTGELE ŞEKİLDE FATURA İŞÇİYE VE EMEKÇİYE KESİLİYOR”

Faaliyet Fasıl sorumlusu Ahmet Turan şöyle konuştu:

“Ülke ekonomisinin dengesizliği iştirakçi sınıfını bile sakil şekilde vuruyor. Saray rejiminin hoyratça harcadığı mevki kaynakları tükenince işverenler temas zamanki kabil faturayı işçi sınıfına kesiyor ve önce adına akla mevrut dahi iştirakçi çıkarmaları oluyor. Türkiye İşçi Partisi kendisine öznesiz olan emeğin sömürülmesine katiyen müsaade vermeyeceğiz. Saray rejimi enflasyonu üç haneli rakamlara çıkartıp kişi hayatlarında yapamadıkları tasarrufu emekçilerden beklemektedir. Örneğin OMÜ ve OMKAN işçileri kendilerine önerilen yüzdelik 5 zammı reddederek tıpkısı aydır direniyorlar. Ayrımsız apayrı emsal, AKP- MHP saray ittifakının daralttığı piyasalarla Engiz BAT sigara fabrikasında dahi işçi çıkarmalarıyla kendini göstermektedir. Biz Türkiye İşçi Partisi adına emeğin ve emekçinin mücadelesinin birlikte var olmaya devam edeceğiz.”

RANT TEMELLİ SALDIRILAR BITMEME EDİYOR”

Karadeniz’deki belde talanıyla ilgilendiren konuşan Ekoloji Kesim’sundan Ayrıksı Göksu, şunları söyledi:

“Saray rejiminin Karadeniz’e dayattığı kasaba ve ekoloji talanı ve katliamı, yerelde partimizi ve paydaşlarımızı bu alanda elan diri savaşım etmeye yöneltmektedir. Ülkemizin birçok bölgesinde olduğu kabilinden Karadeniz’in mavisine ve yeşiline, ahali sağlığına, tarım alanlarımıza yapılan rant kâmilen bu saldırılar çıktı katlanılamaz tıpkısı çözme almıştır. Zirai sorunlara ve halkın itirazlarına karşın Çarşamba Ovamızda iktidarın desteğiyle doğa ve kayırıcı sağlığı hiçe sayılarak günlük 630 titrem biyokütle yakıt bire bir Biyokütle Enerji Santrali kurulması ve işletilmesinde taannüt edilmektedir. Sinop Çekirdeksel Santrali, Yeşilyol Projesi, otlak alanlarımızın sanayiye açılması gibi doğayı talana açan rant amaçlı birçok proje, iktidarın halk sağlığını ve yaşam alanlarımızı hiçe saydığının açıkça ayrımsız göstergesidir. TİP Samsun İl Örgütü olarak doğamıza, çevremize ve canlı hayatına sorumluluğumuz gereği, çıktı birlikte alanlarda uğraş vereceğimizi açıklanmış ediyoruz.”

VAKIT KAYBETMEDEN SAMSUN’DA 140 BİN ENGELLİ VAR”

Özürlü Fasıl’dan gözsüz Idrak Gürbüz yerine metni TİP Samsun üyesi Arzu Özçelik okudu. Açıklama şöyle:

“Ülkemizde yaklaşık 8 milyon mânialı yurttaşımız var. Yani 10 kişiden biri mânialı. Öncelikle engellilik aynı ülkenin sosyo-ekonomik yapısıyla doğrudan ilgilidir. Konfedere Milletler’in verilerine göre engellilik; mütekâmil ülkelerde yüzdelik 5, gelişmekte olan ülkelerde yüzdelik 10, ufak tefek ülkelerde yüzde 15’tir. Gidiş Geliş kazaları, hisse senedi kazaları, savaşlar, saf afetler, akraba evlilikleri ve ekoloji engellilik sebepleridir. Devletin verilerine göre Samsun’üstelik 140 bin mânialı bulunmaktadır. Özürlü yurttaşların ekonomik, toplumsal, yetişek ve keyif sorunları bulunmaktadır. Yerli yönetimlerden kaynaklanan şehir mobilyalarını ortaya koyduğumuzda engellilerin konforlu yaşamaları gibi değildir. Engellinin kendisinin seçmediği bu genişlik ancak yöneticiler tarafından çözümlendirilir. Samsun tıpkı özürlü yurttaş için ne istihdam ne eğitim hangi bile site mobilyaları açısından sağlıklı bire bir site değildir. 32 yıldır verilen özürlü mücadelesinde; modern, modern, ümranlı, hakların elde edildiği benzeri noktaya gelinememiştir. Maalesef bibi kafasız ayrımsız devlet fotoğrafı görülmektedir. Engellilerin sorunlarının seçme birinin bir tane yegâne dernekevi adına değil tıpkı sivrisineklerin bataklığının kurutulması kabil global ortadan kaldırılması gerekmektedir. Akademik ve sivil toplum örgütleriyle gelişigüzel debi ederek Türkiye İşçi Partisi namına Meclis’te ve temas yerde bu mücadeleyi desteklemeye bitmeme edeceğiz.”

“ENGELLİ BÜROSUNA DESTEĞİM ARTARAK SÜRECEK”

KÖR Ihata Yavuz, şunları söyledi:

“TİP’nin Samsun el örgütünün benden istemiş olduğu mânialı sorunları ve siyaset ikilemindeki, müşavirlik üstünde, ego da kendilerine basit hem ekoloji hem emek hem bilgisizlik, hem karı, hem engellilerin eş sorunları olan bir tane antagonist ve dizge, üzerindeki bu birliktelikte kul kendilerine müşavirlik yapmaya bitmeme edeceğim. Onun amacıyla diyoruz ki ayan benzeri hayat, belirgin bir dünya, meydanda benzeri siyasetle topyekün çözülecektir.”

“EŞ HÜKÜMRAN TAVRINIZDAN ÇOK SIKILDIK”

Avrat Departman’dan Başak Çankar ise şunları söyledi:

“Biz TİP’li kadınlar olarak diyoruz ki; tığ kadınları çekmeye çalıştığınız bu abuk sabuk, türbanlı-türbansız, inanan-inanmayan, eğitimli-eğitilmemiş, doğurmuş-doğurmamış gibi gündem değiştirmeye yönelik haddinizi aşan ve bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki bu erkek hâkim tavırlarınızdan çok sıkıldık. Bununla bu arada esas sevgili olan kadına, çocuğa, LGBTİ+lara müteveccih şiddete curcunalı çıkarmayan, katilleri aklayan, İstanbul Sözleşmesi kabil kadınların havari yasaların yasalarını fek ettirmeye çalışan, kadın düşmanı politikaları üreten, ayrımcılığı körükleyen AKP-MHP baray rejiminin Türkiye’birlikte laiklik namına şeriat düzenin alt yapısını tekvin heveslisi olduğunu biliyoruz. Buna asla müsaade vermeyeceğiz. Şu anda ülkemizin ve acun gündemine oturan Mahsa Amini’ye yaşatılan kül bile budur. Onun şahsında katledilen birlik kadınlar isyanımızdır. Türkiye’da, İran’da ve cemi dünyada koca devletin kadınlar üzerindeki tahakkümüne cebin gene gene söylüyoruz: Tığ bu dayattığınız rejimi istemiyoruz. Laik, hür, fiyat ayrımsız sistemde direnim ediyoruz.”

MIKRO KAPASİTELERİ ARTTIRILDI FOTOĞRAFININ ARKASINI BİLİYORUZ”

Mektepli Seksiyon sorumlusu Nurettin Saika dahi şu ifadeleri kullandı:

“Olağan ve bilimsellikten uzaklaşan eğitim sistemiyle, ekol ve eşya masraflarıyla, okula erişim ve daha bir nice sorunla cebelleşen tığ öğrenciler imdi kâfi diyoruz. Ücretsiz, laik ve bilimsel terbiye istiyoruz. Üniversiteyi kazanıp sarayın krizine rağmen taşıt yaptırmayı başarmış biz öğrenciler aldığımız burslarla/ kredilerle, giderlerimizi karşılayamıyoruz ve işlemek zorunda kalıyoruz. Hep bunların üzerine aynı da tahaffuz sorunu yaşıyoruz. Ensiz kapasiteleri artırıldı müjdesinin ardındaki fotoğrafı biliyoruz. Barınma hakkımızı istiyoruz. Mevki geneli yapılan sınavların tümünün güvenliğinden ikircik ediyoruz. İptal edilen 30 Temmuz KPSS sınavındaki şaibeler açıklanmamışken adaylar 18 Eylül’birlikte gene bu stresli süreci yaşamışlardır. Mülakatlarda yapılan kayırmalar, güvencesiz sınavlar, geçim sıkıntısı bir nice arkadaşımızı intihara sürüklemiştir. İktidar bilcümle bunların hesabını tığ öğrencilere yöneltmek zorundadır.”

Share: