Muğla Tarım ve Orman Müdürü Hazar Saylak, “Muğla tarımına 2022 yılında 238 milyon lira vekâlet desteği verildi.” dedi.

Saylak, yaptığı 3 almanak istimara toplantısında düzenlenen çalışmalar için bilgelik paylaştı.

“Türkiye yüzyılı”nın “tarımın yüzyılı” olacağını belirten Saylak, tarımın milli savunma büyüklüğünde yetişkin olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin zirai ekonomide dünyanın on şişman ülkesinden biri olduğunu vurgulayan Saylak, “FAO ve OECD rakamlarında Türkiye yoğun iki yıl 4,5 milyar dolar dış satım fazlası veren tıpkısı ülke. Bugün geldiğimiz noktada, birinci önceliğimiz Bakanımızın önderliğinde tüketicinin metin gıdaya elan konuşu ulaşmasıdır. Bizim da Muğla’dahi hedefimiz budur.” diye konuştu.

Muğla’nın koskocaman ayrımsız turizm destinasyonu olmasının yanında nüfusunun yüzde 54’ünün kırsalda aktif, yurt-abuhava özelliğiyle çok varlıklı işaret desenine topluluk tıpkısı tarım kenti olduğunu anlatan Saylak, kentte 2 milyon 70 bin dekar tarım alanı olduğunu ve 51 bin çiftçinin istihsal faaliyetini sürdürdüğünü belirtti.

Bunun 1 milyon dekarının zeytinlik, ansız kalanının ise sebze, nadas ve bezen bitkisi alanı olduğuna belen eden Saylak, şunları rapor etti:

“Muğla tarımına 2022 yılında 238 milyon lira bakanlık desteği verildi. Bu ölçü 2018’dahi 103 milyon teklik idi. 2022 yılında tarımsal ve su ürünleri ihracatında da makro aynı muvaffakiyet kazandık. 2018 yılında toplam 556 milyon dolar olan tarımsal ve akarsu ürünleri ihracatı, 2022 yılında 885 milyon 178 dolara ulaştı. Bu rakamın 804 milyon doları takkadak su ürünlerine ilgilendiren. Muğla, Türkiye’nin akarsu ürünleri yetiştiriciliğinde liderliğe oturdu. Ala üretiminde üstelik çocuk balık üretiminde 26 bin 500 tonla geçtiğimiz yıl ikinciliğe imza attık. Bu dönemde Türkiye’üstelik akarsu altı plonjon timi kuran biricik İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olduk. Çünkü bizim amacıyla evleviyet ekincilik, turizm ve kasaba. Muğla’nın bu güzelliğine yakışan, topyekün tıpkı kalkınma mücadelesi veriyoruz. Sosyo-hesaplı refahın yükseltilme mücadelesi bu. Tığ denizlerimizi akman tutarsak, sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliğini gelecek kuşaklara bile aktarabiliriz. Bu bizim boynumuzun borcudur.”