Niğde’de Kuran Kursu Görevlisine, 5 Yaşındaki Çocuğa Tensel İstismar Suçundan 18 Yıl 9 Kamer Kısık Delik Cezası

ENES FERT ÖZMEN

Niğde’bile bir Kuran kursunda 5 yaşındaki çocuğa cinsî istismarda mevcut kurs görevlisi 25 yaşındaki maznun Ahmet Faruk Yörükoğlu’na tenzilat yapılmadan 18 yıl 9 ay hapishane cezası verildi. Niğde 1. Bunaltıcı Ceza Mahkemesi, ikinci duruşmada kararı açıkladı ve 4 aydır cezaevinde olan Yörükoğlu’nun tutukluğunun devamına de hükmetti.

Niğde’nin rustik kesiminde bulunan aynı köye sınırlanmış Kuran kursunda sabık yaz aylarında, diyanet görevlisi Ahmet Faruk Yörükoğlu beş yaşındaki benzeri çocuğu sistemli bir şekilde nitelikli eşeysel istismara maruz bıraktı. Tıpkı müddet sonradan yavru yaşına makul sıfır hareketler sergileyince ailesi şüphelenmeye başladı. Kendi yaşıtlarının kurmaması müstelzim alay ve cümleleri kuran çocuğa sorular soran ev, yaşananları öğrendi. Bala, gittiği Kuran kursundaki memur ile ilgili bilgelik vermeye başlayınca çocuğun ailesi görevliyi şikayet etti ve kamu davası açıldı. Niğde 1. Ciddi Ceza Mahkemesinde 2 Aralık’ta ikinci duruşma yapıldı.

Mahkeme Başkanı Niğde İl Müftülüğü’nün halen yönetimsel incelemenin sürdüğüne ilgilendiren yazı gönderdiğini belirtti.

Sülale ve Içtimai Hizmetler Bakanlığı avukatı sanığın üst sınırdan ceza almasını murat etti.

“ILLET YAZ KURSUNUN AKIBET HASET YAPMIŞIM”

Mahkemenin değişmeyen verileceğini belirterek sonuç sözünü sorduğu Yörükoğlu, “Ben mağdurenin blucin şortu yüzünden 4 aydır cezaevindeyim, bunu 80 yaşına kadar unutmam tür değil. Mademki ben armağan yöntemiyle mağduru iğfal etmek istemişim, tableti, laptopu, harçlıkları ve benzerleri sebep yaz kursunun son günü yapmışım, hakeza bire bir amacım olsaydı bunu yaz kursunun bitmeme ettiği süreçte yapardım” diyerek beraat istedi.

Mahkeme araştıracak eksantrik ayrımsız prensip kalmadığını belirterek duruşmayı bitirdi ve oybirliğiyle aldığı kararını ikinci duruşmada açıkladı. Mahkeme maznun Ahmet Faruk Yörükoğlu’na; TCK’nın “12 yaşını tamamlamayan çocuğun seksüel istismarı” suçunu düzenleyen 103.maddesi göre “kastın yoğunluğunu” bile gözeterek 10 yıl cezaevi cezası verdi. Maznun Yörükoğlu’nun bu suçu eğitici yükümlülüğü çerçevesinde işlediği gerekçesiyle mapushane cezasını yarı oranında artırarak 15 yıla çıkaran duruşma, bir suçu gürpedek çok müteselsil şekilde işlediği gerekçesiyle akıbet yerine 18 sene 9 ay pahal mahpushane cezasına hükmetti. Sanığın mahkemede pişmanlığını gösteren davranışına rastlanılmadığını üstelik karara nâkil murafaa, bu nedenle cezada indirim yapmadı.

Hükümlü Ahmet Faruk Yörükoğlu Niğde Ilişkin Ceza Evi’ne gönderildi.

“AİLE BU CEZAYA BAHTIYAR OLDU”

Duruşmaya dahi ek olan Devlet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Savaşım Derneği (UCİM) Niğde İl Ünsiyet Koordinatörü avukat Orpen Nergiz şunları söyledi:

“Olayımız Niğde ilimize sadık bire bir köyde bu yaz döneminde haziran ve ağustos ayları içerisinde benzeri Kuran kursunda maalesef gerçekleşiyor. Olayımızda adi, 5 yaşındaki tıpkısı kız çocuğumuz Kuran kursuna giderken hocanın aynı takım şeker hastalığı, dondurma vermesi, onu övmesi beyanları olaya yönelik, tensel istismara yönelik hiçbir bilgisi olmadığından hocanın yaptığı eylemleri kendini sevdiğine yönelik olduğunu düşünüyor. Daha bilahare ev ortamındayken bayağı çocuğumuz tıpkı tabir kullanınca ailenin esasen pınar sular dökülüyor ve fenomen bu şekilde ortaya çıkıyor. Familya kızlarına iyice ayrımsız şekilde olayı sorarak elan sonradan birlikte adli mercilere başvurarak olayımız bu merhaleye geliyor. Davamız iki celsede bitmiştir. Davada neler oldu diyecek olursanız, tabiatıyla kim sanığın ifadesi makbuz. Maznun ifadesinde inkarda bulundu. Onun dışında yapılan savunmalarda da bu inkara müteveccih izahat vardı. Fakat bizim kanaatimizce dosya içerisindeki raporlar, ifadeler, ÇİM raporu, Adli Tababet raporları hepsi değerlendirildiğinde suçun sabit olduğu bizim ve duruşma heyetinin taktiriyle bulutsuz ortaya çıkmıştır. Sülale çokça sevindi mutlu oldular, babanın ayn yaşlarına ben tanık oldum. Tabii ki cezanın düşüklüğü yüksekliğiyle ilgilendiren akıllarda genel tıpkısı ağız dalaşı olmuş kabil. Ancak familya bu cezaya bahtiyar oldu.

“DİYANET’TEN BİR KİŞİ BENİ ARAYARAK “BURADA DİN GÖREVLİSİ OLMADIĞINI SÖYLEYİN” DİYE TELKİNDE BULUNDU”

Maatteessüf üzülerek belirtiyorum ki olayımız filhakika çok ızdırap ve çetin aynı olay. Ayrımsız de bu olayların beraberinde Diyanet’ten bire bir hayat beni arayarak ‘Burada kült görevlisi olmadığını söyleyin’ diye telkinde bulundu. Ben bile bunu söylemeyeceğimi bu olayın bir faili olduğunu sizin bu kişiyi görevinden aldığınızı belirtebileceğimi ancak bu kişinin üstelik bu işi yaparken ve caba bu işi yaptığı yaptığı amacıyla cezada tasarruf aldığı cihetiyle bu kişiyi söylememek yönünde aynı tercihim olmayacağını belirttim bu iddialar doğrudur” dedi.

Share: